Yalçın MEŞE

BEN DE KENDİ İLÇEMDEN ADAY OLACAĞIM!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
‘Allah uyluklarımı alsa da daha çok okusam’ diye dua ettiğim günler oldu. Daha çok okumadığımı üzülerek itiraf ediyorum ama uykularım alındı. Üzücü.
Uykularım düzensiz ve kısa. Hal böyle iken okunmaktan çok düşünmeye başladım. Elime kitabı alıyor 10-15 sayfa okuyor, sonra o noktada kalıp ruhumun tayyi mekan ya da tayyi zaman yolculuğuna bırakıyorum kendimi. Şiddetli kopuşlar yaşıyorum, kapı gıcırtısı ya da rüzgarın keskin sesi ile yeniden dünyaya döndüğüm.
Mübalağa ile aldatıcı şu hortumlu dünyada fil kadar yalnız hissederken kendimi, Jean Paul Sartre’yi misafir ediyorum bu sıralar. Karanlıkta, köşeme çekilip herkes uyurken…
Hızlı okuma eğitimleri yaptıkça artan okuma hızım, beyin temelli öğrenme tezimde anlattığım fotoğrafik hafıza, zamanında aldığım (ah şu zamlar!) %100 doğal omega takviyem… Hepsi hikaye! Çok yavaş okuyorum, Bulantı’yı.
‘Bulantı’ zaman, mekan ve psikolojimin enterasan birlikteliğinden çıkan orijinal bir söz gibi geliyor bu sıralar.
Sürekli bulantı halinde olduğum kesin.
Siyasetin iğrenç yanı, sürekli sırtaran yüzler, felfecir okuyan gözler, arkadan dolanıp sırttan vuracak izlenimi veren seçilmiş sözler, sahtelik, geçim sıkıntısı, para metasına tapan kalpler, zamansız ve hain eller tarafından gelen soğuk yüzlü ölüm…
Sinan’dan sonra kontrolünü kaybetti, bulantım!
Doku uyuşmazlığım var zamanla. Ve insanlıktan uzaklaştıran yeni yeni tuhaflıklar, bu alanda yükselen her bir basamak bulantımı artırıyor.
Kitabı okurken de aynen böyle oluyorum işte! Bir cümle ya da bir kelime mideye takılmış zakkum ağacının kökü gibi ne var ne yoksa çıkarıyor içimden… Ben de istemezmiydim zehirli, ölümcül zakkum yerine Tuba’dan bahsetmeyi. Dünyamızı da cehennem sahnelerine çevirdiniz hain küreselciler!
91. sayfaya geldiğimde öyle bir cümle çıkıyor ki karşıma başlıyor yine bir bulantı. Bu kitap bir acayip ya da ben…
Cümleyi olduğu gibi alayım sonra bilinç altımdaki o sahne neymiş bakalım.
‘Gelecek kuşaklar, hiç bir başarının ödüllendiremeyeceği çabalarımın kabaca bir yana itilmekten ve sessizce katlanılan küçümsenmelerden daha fazlasına layık olup olmadığı noktasında yargıya varacaktır. Bunlara katlanırken, alaycıları susturacak ve korkutacak kozları elimde bulundurduğumda unutulmamalıdır.’ (BULANTI, Can Yayınları s91)
İşte tam bu noktada katlanılmaz bir bulantı kitaptaki tarih olan 1804 yılından 2007 yılına taşıyor beni. Baş döndürücü bir hızla!
Büyük bir makam odasının bekleme salonunda epey bir zaman bekledikten sonra içeri alınıyorum. Öğretmenim. Kalemle savaşmayı seçmişim. Zımba gibiyim. Heyecan, üretme arzusu, faydalı olmanın gururu ile dik duran başım… Karşımda belediye başkanı. Lakaytlık ve usül bilememek vuslata eriştirmez insanı, küçükken öğrendim. Usül gereği yer gösterilmesini bekliyorum. Ayakta bekliyorum, epey yüzüme bakılmıyor. Bekliyorum. Yine bekliyorum. Yazarken bile derin bir nefes aldım!
‘Neydi’? Diye bir ses ile gözümü gözüne dikiyorum. Renkli göz ve sarı ırk Allah var hiç haz etmem. Özelikle erkekte. İstisnalara selam olsun.
Neydi!
Neyse…
Kendimi tanıtıyorum. Yeni buyur otur diyemiyor.
Bu sahneyi geçelim çünkü cehenneme küfürle değil orantısız intikamla gideyim, gideceksem de!
Durumu anlatıyorum. Efendim şu alan müsait çocuklar için şunu, şunu; aileler için bunu bunu yapalım. Ben bu eğitimleri aldım üstlenirim bu vazifeyi. Sizden bu çalışmalar için… Sözümü tamamlamama fırsat vermeden ‘bize kaldırım taşı lazım kaldırım’ gibi bir ifade kullanıyor. O konuşa dursun ‘kolay gelsin’ diyorum. İçinde bütün zorluklar sizinle olsun barındıran bir kolay gelsinle çıkıyorum Makam-ı Mehmedi Kebir’den!!
Gel de kusma!
O kolay gelsin ifadesini lafzla dahi olsun demeyecektim. Kaçıncı dönemi bilmiyorum. Sanırım 3 oldu. Harbiden kolay gelmiş. Kral olmuş. Her açıdan uçmuş. Bazen uçarken de görülürmüş!
Artık zor gelsin! Mümkünse gelmesin!
Hesap uzmanlığı ilerlemiştir belki. Matematikle kazanır ona bir şey diyemem, takdirat!
110×3 yeni formülü imiş…
Ben de kendi ilçemden aday olacağım.
120 personeli toplayacağım bir salona. İntikam dolu gözlemi tek tek gezdireceğim üstlerinde. Eğer her bir personel 3 oy taşımazsa hepsinin… İşine son vereceğim!
Böyle yapsam kazanır mıyım ne dersiniz ?

BEN DE KENDİ İLÇEMDEN ADAY OLACAĞIM!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giresun Haberleri Sondakika Giresun Son Dakika Giresun Haberleri Giresun Belediyesi Keşap Belediyesi Aytekin Şenlikoğlu Halil Çetin Duroğlu Belediyesi Giresun Yerel Haber Mehmet Emür Ajans D Giresun Üniversitesi Giresun Bulancak Keşap Piraziz Haberleri Espiye Haberleri Dereli Haberleri Duroğlu Haberleri duvar dekorasyon ürünleri Eynesil Haberleri duvar dekoru Çamoluk Haberleri Giresunspor Giresun Valiliği Giresun Reklam Dereli Belediyesi AK Parti MHP Ertuğrul Gazi Konal Giresun Milletvekili Giresun Haber 28 Girişim gazetesi Mustafa Konar Giresun Sıcak Haber Giresun Mavigöl İYİ Parti CHP Elvan Işık Gezmiş Gelecek Partisi Demokrasi ve Atılım Partisi Deva Zafer Partisi Fındık Fındık Fiyatları Altın Fiyatları Dolar Kaç lira Nazım Elmaz Ali Temür Giresun Haber Haber EğlenceAksiyonMacera HaberleriTrafik kazasıKaza Haberleri